SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

DEHAYA BAHSİ

<< 2809 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ الْمَكِّيِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ قَالَ نَحَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِالْحُدَيْبِيَّةِ الْبَدَنَةَ عَنْ سَبْعَةٍ وَالْبَقَرَةَ عَنْ سَبْعَةٍ

 

Câbir b. Abdullah'dan demiştir ki:

 

(Hudeybiye sulhu yapıldığı gün) Hudeybiye'de Resulullah (s.a.v.) ile birlikte yedi kişi için bir deve, (yine) yedi kişi için bir sığır kurban ettik.

 

 

İzah:

Müslim, hac; Tirmizî hac, edahî; Muvatta, dahaya; İbn Mâce, Edahi; Darimî, edahi; Ahmed b. Hanbel 111-353, 364.

 

Hudeybiye barışı, hicretin altıncı senesinde müslümanlarla  Mekkeli müşrikler arasında, Mekke yakınlarındaki Hudeybiye denilen yerde yapılmıştır. O sene Fahr-i Kâinat Efendimiz umre yap­mak niyetiyle Zilkade ayında 1500 kadar ashabıyla Mekke'ye müteveccihen yola çıkmıştır. Kendilerini Mekke müşrikleri Hudeybiye'de karşılayarak Mek­ke'ye girmelerine engel oldular. Neticede iki taraf arasında bir barış anlaş­ması imzalandı. Müslümanlar yurtlarına dönmek üzere kurbanlarını keserek ihramlarından çıktılar. O sırada "Onlar öyle kimselerdir ki inkâr ettiler, sizi mecsid-i Haram (ı ziyaret) ten ve bekletilen kurbanları yerlerine varmaktan alakoydular."[Feth 25] mealindeki âyeti kerime nazil oldu.

 

Abdullah İbn Ömer bu hâdiseyi şöyle anlatır:

 

"Peygamber (S.A.V.) umre yapmak üzere (Mekke'ye müteveccihen yola) çıktı. Fakat Kureyş kâfirleri, önüne çıkıp buna engel oldular. Bunun üzeri­ne Hz. Peygamber Hudeybiye'de kurbanım kesip başını tıraş etti. Ve onlar­la umreyi (bu sene bırakıp) gelecek sene yapmak üzere müslümanlar üzerinde kılıçtan başka hiçbir silâh bulunmamak ve Mekke'de ve Mekkeli müşrikle­rin uygun göreceği bir süreden fazla kalmamak üzere bir barış yaptı. Bu an­laşmaya uygun olarak gelecek sene (sahabiyle birlikte) umre yaptı.

 

Mekkelilerle yaptığı anlaşmaya uygun olarak Mekke'ye silahsız girdi. Orada üç gün kaldı ve Mekkelilerin isteğine uyarak üç gün sonra Mekke'yi terketti"[Buhârî, el-muhsır; el Benna A. A. el-Fethürrabbânî, XI -65.]

 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerîf, devenin de sığır gibi hedy ola­rak kesildiğinde de uhdiye olarak kesildiğinde de ancak yedi kişiye yetebile­ceğini söyleyen cumhuru ulemanın delilidir. Fıkıh âlimlerinin bu mevzudaki görüşlerini 2807 numaralı hadisin şerhinde açıklamış olduğumuzdan burada tekrara lüzum görmüyoruz.